fetîḵ ~ فَتِيقٌ

Kamus-ı Muhit - فتيق maddesi

اَلْفَتِيقُ [el-fetîḵ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Pek semizlikten derisi câ-be-câ yarılıp yırtılmış olan deveye denir; yukâlu: جَمَلٌ فَتِيقٌ إِذَا كَانَ قَدِ انْفَتَقَ سِمَنًا Ve فَتِيقُ اللِّسَانِ [fetîḵu’l-lisân] mütekellim ve minṯîḵ, tîz-zebân adama ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ فَتِيقُ اللِّسَانِ أَيْ حَدِيدُهُ Ve çatal temrene فَتِيقُ الشَّفْرَتَيْنِ [fetîḵu’ş-şefreteyn] denir, gûyâ ki birisi âherinden ayrılmıştır; yukâlu: نَصْلٌ فَتِيقُ الشَّفْرَتَيْنِ إِذَا كَانَتْ لَهُ شُعْبَتَانِ Ve

فَتِيقٌ [fetîḵ] Pek rûşen sabâh vaktine vasf olur; yukâlu: صُبْحٌ فَتِيقٌ أَيْ مُشْرِقٌ

Vankulu Lugatı - فتيق maddesi

اَلْفَتِيقُ [el-fetîḵ] (fâ’nın fethi ve tâ’nın kesri ve meddiyle) Şol kimsedir ki dili keskin ola; yukâlu: رَجُلٌ فَتِيقُ اللِّسَانِ عَلَى فَعِيلٍ أَيْ حَدِيدُ اللِّسَانِ Ve

فَتِيقٌ [fetîḵ] Şol deveye dahi derler ki ziyâde semizliğinden derisi yer yer yarıla. Ve Aṡmaʹî eyitti: صُبْحٌ فَتِيقٌ [ṡubḩun fetîḵ] şol subhtur ki muşriḵ ola, yaʹnî ziyâlı ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı