اَلتَّكَثْعُ [et-tekešamp;ʹ] (kâf’ın fethi ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) Sütün çervişi yüzüne gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَعَ اللَّبَنُ كَثْعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا عَلاَ دَسَمُهُ وَخُثُورَتُهُ Ve
كَثْعٌ [kešamp;ʹ] ve
كُثُوعٌ [kušamp;ûʹ] Dudak kızarmak, ʹalâ-kavlin kanı çoğalıp gılzat bulmakla dürüklüğe yüz tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَثَعَتِ الشَّفَةُ كَثْعًا وَكُثُوعًا إِذَا احْمَرَّتْ أَوْ كَثُرَ دَمُهَا حَتَّى كَادَتْ تَنْقَلِبُ
اَلتَّكْثِيعُ [et-tekšamp;îʹ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bi-maʹnâhu; yukâlu: كَثَعَ اللَّبَنُ وَكَثَّعَ إِذَا عَلَا دَسَمُهُ وَخُثُورَتُهُ رَأْسَهُ [Ve] كَثَأَ ve كَثَّأَ gibi ki كَثَأَ dahi zikr olunan maʹnâyadır. Ve
كَثْعٌ [kešamp;ʹ] Çömlek kefin atmağa dahi derler; yukâlu: كَثَعَتِ الْقِدْرُ بِزَبَدِهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı