lehd ~ لَهْدٌ

Kamus-ı Muhit - لهد maddesi

اَللَّهْدُ [el-lehd] (مَهْدٌ [mehd] vezninde) Yük pek ağır olmakla hâmilini basmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَهَدَهُ الْحِمْلُ لَهْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَثْقَلَهُ Ve dâbbeyi pek üzerine varıp itʹâb eylemekle zâr ve zebûn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَهَدَ دَابَّتَهُ إِذَا جَهَدَهَا وَأَحْرَثَهَا Ve bir nesneyi yemek, ʹalâ-kavlin yalamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَهَدَ الشَّيْءَ إِذَا أَكَلَهُ أَوْ لَحِسَهُ Ve bir kimseyi züll ve hakâretinden nâşî öte kakıştırmak, ʹalâ-kavlin memelerinin ve arka küreklerinin diplerine vurmak yâhûd gövdesini el ile sıkıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَهَدَ فُلاَنًا إِذَا دَفَعَهُ دَفْعَةً لِذُلِّهِ أَوْ ضَرَبَهُ فِي أُصُولِ ثَدْيَيْهِ وَأُصُولِ كَتِفَيْهِ أَوْ غَمَزَهُ Ve

لَهْدٌ [lehd] Deve kısmının göğüsüne sadme ve yük basma makûlesi hâdise sebebiyle ʹârız olan çatlağa denir. Ve bir verem ismidir ki davarın yanıyla omuzu aralığında olan ette hâdis olur. Ve bir ʹillet adıdır ki insânın ayaklarında ve butlarında ʹârız olur, إِنْفِرَاجٌ [infirâc] ve إِنْشِقَاقٌ [inşiḵâḵ] gibi. Ve sakîl ve nâdân ve aslâ bir işe yaramaz ʹâciz ve hakîr kimseye denir.

Vankulu Lugatı - لهد maddesi

اَللَّهْدُ [el-lehd] (lâm’ın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Yük ağır olmak; yukâlu: لَهَدَهُ الْحِمْلُ إِذَا أَثْقَلَهُ Aṡmaʹî eyitti: لَهَدَ الْقَوْمُ دَوَابَّهُمْ إِذَا جَهَدُوهَا وَأَحْرَثُوهَا Ve إِحْرَاثٌ [iḩrâšamp;] ḩâ-i mühmele ve šamp;â-i müsellese ile davarı kullanıp arıklatmak. Ve

لَهْدٌ [lehd] Davarı kullanmak için dürtüp sançmak; yukâlu: لَهَدَهُ لَهْدًا أَيْ دَفَعَهُ لِذُلِّهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı