leyse ~ لَيْسَ

Kamus-ı Muhit - ليس maddesi

لَيْسَ [leyse] (lâm’ın fethiyle) Nefy için mevzûʹ bir kelimedir. Aslı لَيِسَ idi, فَرِحَ vezninde, baʹdehu tahfîf için yâ΄ iskân olundu. ʹİnde’l-baʹz aslı لاَ أَيْسَ idi, hemze iskât ve lâm-ı yâ’ya vasl olunup لَيْسَ oldu, zîrâ ʹArablar إِيتِنِي مِنْ حَيْثُ أَيْسَ وَلَيْسَ derler, مِنْ حَيْثُ هُوَ وَلاَ هُوَ maʹnâsına ki “Vardan yoktan getir” demektir yâhûd مِنْ حَيْثُ وُجِدَ وَلاَ وُجِدَ maʹnâsınadır ki أَيْسَ ve لَيْسَ mâzî-i muhaffef olurlar yâhûd أَيْسَ mevcûd ve لاَ أَيْسَ gayr-i mevcûd demektir, tahfîf edip لَيْسَ dediler. Ve gâhca lâ΄ tebri΄e yaʹnî nefy-i cins için olan lâ΄ maʹnâsına istiʹmâl olunur. Şârih وَإِنَّمَا جَاءَتْ nüshalarını tahti΄e ve رُبَّمَا جَاءَتْ olmasını tasvîb eylemiştir. Ve mü΄ellif أَيْسَ mâddesinde maʹnâ-yı mezkûrdan sükût eylemiştir. Şârih der ki ḣلاَ يَعْرِفُ أَيْسَ مِنْ لَيْسَḢ ʹunvânıyla da mesel vardır ki “Mevcûdu nâ-mevcûddan fark eylemez” demektir. Gerçi kütüb-i lügatte أَيْسَ kelimesi tenhâ sarâhaten maʹnâ-yı mezkûrda vârid olmamıştır, ancak mecmûʹ لاَ أَيْسَ [lâ eys] لاَ وُجِدَ maʹnâsına zikr olunmuştur. Ve Müfti’s-Sakaleyn İbn Kemâl merhûm mahsûs أَيْسَ وَلَيْسَ beyânında gerçi bir risâle tahrîr edip lâkin o dahi me΄hâzından sükût eylemiştir. Ve hukemâ-yı İslâm beyninde أَيْسَ وَلَيْسَ mebhasi mütedâvildir, vücûd ve ʹadem maʹnâsını irâde ederler. Kaldı ki bu husûsta akreb olan aslı أَوْسَ ola ki ʹatâ maʹnâsınadır ki vücûd maʹnâsında müstaʹmel olmuştur. Ve لَيْسَ kelimesine müşâkeleten vâv’ı yâ’ya ibdâl olunmuştur yâhûd lîn ve mülâyemet maʹnâsına olan أَيْسَ mâddesinden me΄hûz ola.

Vankulu Lugatı - ليس maddesi

لَيْسَ [leys] (lâm’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kelime-i nefydir, fiʹl-i mâzîdir; aslında لَيِسَ idi yâ’nın kesriyle, sakîl ʹadd olunup iskân olundu ve elife kalb olunmadı, zîrâ bu fiʹl-i mâzî olup hâle delâlet ettiği için tasarruf olunmadı ve bunun fiʹl olduğuna delâlet eden her ne denli fiʹl tasarrufu gibi tasarruf olunmaz ise de لَسْتَ - لَسْتُمَا - لَسْتُمْ dedikleridir, ضَرَبْتَ - ضَرَبْتُمَا ضَرَبْتُمْ gibi. Ve bu efʹâlin ʹâmil olanlarından kılındı, كَانَ gibi ve كَانَ nin ahavâtı gibi ki ismlerin merfûʹ ve haberlerin mansûb ederler, bu kadar var ki لَيْسَ kelimesinin haberine bâ dâhil olur, لَيْسَ [leyse]nin ahavâtı haberine dâhil olmaz; tekûlu: لَيْسَ زَيْدٌ بِمُنْطَلِقٍ Bâ kelimesi taʹdiye-i fiʹl için ve te΄kîd-i nefy için dâhil olmuştur ve dâhil olmaması dahi câ΄izdir, zîrâ mü΄ekkid olan nesneden istignâ câ΄izdir. Ve efʹâlden baʹzı gâh olur harfle taʹdiye eder ve gâh harfsiz taʹdiye eder; nahvu: إِشْتَقْتُكَ وَاشْتَقْتُ إِلَيْكَ Ve لَيْسَ kelimesinin haberin kendi üzerine takdîm câ΄iz değildir, sâ΄ir ahavâtında câ΄iz olduğu gibi tekûlu: مُحْسِنًا كَانَ زَيْدٌ وَلَا يَجُوزُ مُحْسِنًا لَيْسَ زَيْدٌ Ve gâh olur لَيْسَ ile istisnâ olunur; tekûlu: جَاءَ الْقَوْمُ لَيْسَ زَيْدًا كَمَا تَقُولُ إِلَّا زَيْدًا İsmin لَيْسَ [leyse]nin tahtında müstetir kılıp haberin لَيْسَ [leyse] ile mansûb kılarsın gûyâ ki لَيْسَ الْجَائِي زَيْدًا dersin ve senin için جَائَنِي الْقَوْمُ لَيْسَكَ demek câ΄izdir bu kadar var ki muzmer-i munfasıl evlâdır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı