اَلْوَثْمُ [el-vešamp;m] (vâv’ın ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) Bir nesneyi tuz gibi dövüp ufatmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَثَمَهُ وَثْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَسَرَهُ وَدَقَّهُ Ve at tırnağıyla yeri vurup sökmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَثَمَ الْفَرَسُ الْأَرْضَ إِذَا رَجَمَهَا بِحَوَافِرِهِ Ve
وَثْمٌ [vešamp;m] ve
وِثَامٌ [višamp;âm] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Ayağı taş kesip kanatmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَثَمَتِ الْحِجَارَةُ رِجْلَهُ وَثْمًا وَوِثَامًا إِذَا أَدْمَتْهَا Ve
وَثِيمَةٌ [vešamp;îmet] Biriktirmek maʹnâsınadır; tekûlu: ثِمْ لِلْوَثِيمَةِ بِالْأَمْرِ أَيِ اجْمَعْ لَهَا
اَلْوَثِيمَةُ [el-vešamp;îmet] (vâv’ın fethi ve šamp;â’nın kesri ve meddiyle) Otluk ile buğday ki bir yere cemʹ olmuş ola; yukâlu: ثِمْ لَهَا أَيِ اجْمَعْ لَهَا Yaʹnî zikr olunan otluk ve buğday cemâʹatin cemʹ eyle. Ve
وَثِيمَةٌ [vešamp;îmet] Kayaya dahi derler, صَخْرَةٌ [ṡaḣret] maʹnâsına; minhu kavluhum: لَا وَالَّذِي أَخْرَجَ النَّارَ مِنَ الْوَثِيمَةِ أَيْ مِنَ الصَّخْرَةِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı