اَلْوَشْمُ [el-veşm] (vâv’ın fethi ve şîn-i muʹcemenin sükûnuyla) Bedende iğne ile açılan şekle denir ki bir ʹuzvu iğneleyip müte΄essir eyledikten sonra üzerine çivit ekip gömgök bir şekl ederler, Türkîde naʹl ve döğün taʹbîr olunur, hâlen yeniçerilerin cümlesinde lâzime-i mâhiyet olmuştur; cemʹi وُشُومٌ [vuşûm] gelir ve وِشَامٌ [vişâm] gelir vâv’ın kesriyle; yukâlu: بِيَدِهَا وَشْمٌ وَهُوَ غَرْزُ الْإِبْرَةِ فِي الْبَدَنِ وَذَرُّ النِّيلَجِ عَلَيْهِ Ve
وَشْمٌ [veşm] Masdar olur, bedene naʹl kesmek maʹnâsına; yukâlu: وَشَمَتْهَا الْوَاشِمَةُ وَشْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا غَرَزَتْ عُضْوَهَا بِالْإِبْرَةِ ثُمَّ ذَرَّتْ عَلَيْهِ النِّيلَجَ Ve
وَشْمٌ [veşm] Henüz uç gösterip bitmeye başlamış nebâta ıtlâk olunur; yukâlu: فِي الْأَرْضِ وَشْمٌ مِنَ النَّبَاتِ وَهُوَ شَيْءٌ تَرَاهُ مِنْهُ أَوَّلَ مَا يَنْبُتُ Ve
وَشْمٌ [Veşm] Yemâme kurbünde bir belde adıdır.
اَلْوِشَامُ [el-vişâm] (vâv’ın kesriyle) Cemʹi, zikr olunan ʹalâmetler maʹnâsına. Ve
وَشْمٌ [Veşm] Bir şehrin ismidir ki onun hurmâsı vâfirdir. Ve onda Rebîʹa ve Muḋar’dan niçe kabîle sâkindir. Ve Yemâme’ye karîbdir, ona وَشْمُ الْيَمَامَةِ derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı