veḋâ΄iʹu’l-milk ~ وَضَائِعُ الْمِلْكِ

Kamus-ı Muhit - وضائع الملك maddesi

اَلْوَضِيعَةُ [el-veḋîʹat] (vâv’ın fethiyle) Masdardır, deve kısmı su etrâfında olan şûr otlaktan gayrı yere gitmeyip dâ΄imâ orada otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: وَضَعَتِ الْإِبِلُ وَضِيعَةً إِذَا رَعَتِ الْحَمْضَ حَوْلَ الْمَاءِ وَلَمْ تَبْرَحْ Ve bu maʹnâda müteʹaddî olur; tekûlu: وَضَعْتُ الْإِبِلَ أَنَا أَيْ أَلْزَمْتُهَا الْمَرْعَى Ve ticârette ziyân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وُضِعَ فِي تِجَارَتِهِ عَلَى الْمَجْهُولِ وَضِيعَةً أَيْ خَسِرَ Ve

وَضِيعَةٌ [veḋîʹat] Şûr ota denir, حَمْضٌ [ḩamḋ] maʹnâsına. Ve sermâyeden hatt ve tenzîl kılınan kıymet-i bizâʹaya denir; yukâlu: كَمْ مِنْ وَضِيعَةٍ أَيْ حَطِيطَةٍ Ve tatlı otlağa çekinen develere denir; yukâlu: إِبِلٌ وَضِيعَةٌ أَيْ نَازِعَةٌ إِلَى الْخُلَّةِ Ve cânib-i mîrîden ahz olunacak harâc ve rüsûm ve aʹşâr makûlesine denir; yukâlu: أُعْطِيَ فُلاَنٌ وَضِيعَتَهُ وَهِيَ مَا يَأْخُذُهُ السُّلْطَانُ مِنَ الْخَرَاجِ وَالْعُشُورِ Ve bir kimsenin nesebine teşebbüs iddiʹâ eden ve âher kabîleden maʹdûd olan ve oğulluk olan kimseye denir; yukâlu: هُوَ وَضِيعَةٌ أَيْ دَعِيٌّ Ve şol kitâba denir ki onda hikmete dâ΄ir nesne mektûb ola; kütüb-i ʹArabiyye içre gûyâ ki ecnebî vazʹ olunmuştur; cemʹi وَضَائِعُ [veḋâ΄iʹ]dir. Ve bir türlü taʹâm ismidir ki buğdayı dövdükten sonra yağ katıp lapa ve bulama gibi ederler. Ve şol tâ΄ife-i ʹaskeriyyenin ismlerine denir ki bir kazâ ve eyâlet defter ve dîvânına muhassasan sebt olunup min-baʹd o mahalden hurûc ve bir tarafa ve bir cenk ve gazâya ʹazîmet etmez olalar. Bu tâ΄ife yâ tekâʹüd sipâhîsi olup gerçi tîmâra mutasarrıf lâkin aslâ sefer eşmez olanlardır yâhûd hâssaten o mahallin muhâfazasına me΄mûr ve muʹînlerdir, ʹulûfeleri o mahal hâsılâtından ihâle olunmuştur. Ve وَضَائِعُ [veḋâ΄iʹ] kelimesinden müfred olur ki ahmâl ve eskâle denir ki ağırlık ve yük yap taʹbîr olunur. Ve

وَضَائِعُ [veḋâ΄iʹ] ki şâh-ı ʹAcem olan kisrâya nisbet olunur şol tâ΄ife idi ki rehn tarîkiyle istishâb olunan tâ΄ife tarzında idiler ki onları baʹzı şurût üzere irtihân edip bilâdından baʹzı arâzîyi onlara yurt taʹyîn eder idi. Ve

وَضَائِعُ الْمِلْكِ [veḋâ΄iʹu’l-milk] ki mîm’in kesriyledir, işbu “لَكُمْ يَا بَنِي نَهْدٍ وَدَائِعُ الشِّرْكِ وَوَضَائِعُ الْمِلْكِ” hadîsinde vârid olmuştur, murâd cemâʹat-i mezkûrenin emlâklarına vazʹ olunan zekâttır. Maʹnâ-yı şerîf: “Ey Benî Nehd, sizin emlâkinize de hemân müslimîn emlâkine vazʹ eylediğimiz mikdârı zekât vazʹ ve tavzîf ederiz, onlardan ziyâde size nesne teklîf ve tahmîl eylemeziz” demektir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı