el-ḣidebb ~ اَلْخِدَبُّ

Kamus-ı Muhit - الخدب maddesi

اَلْخِدَبُّ [el-ḣidebb] (هِجَفٌّ [hiceff] vezninde) Pîr ve ihtiyâr adama denir. Ve ʹazîmü’l-heykel adama denir. Ve mutlakan iri ve dızman devekuşuna ve sâ΄ir hayvâna denir. Ve kaviyyü’l-bünye ve şedîdü’s-sulb yaʹnî beli metîn ağır yüke dayangan erkek deveye denir.

اَلْخَدَبُ [el-ḣadeb] (fethateynle) Hoyratlık ve şaşkınlık, هَوَجٌ [hevec] maʹnâsınadır. Ve uzunluk, طُولٌ [ṯûl] maʹnâsınadır.

اَلْخَدِبُ [el-ḣadib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْمُتَخَدِّبُ [el-muteḣaddib] (مُتَجَنِّبٌ [mutecennib] vezninde) ve

اَلأَخْدَبُ [el-aḣdeb] (أَغْرَبُ [aġreb] vezninde) Hoyrat ve şaşkın ve sebük-magz adama denir. Ve pek uzun kimseye denir ki ekserî vasf-ı mezbûr ile muttasıf olurlar. Ve

أَخْدَبُ [aḣdeb] Bir husûsu bir kimseye katʹan danışmayıp dâ΄imâ kendi başına ve kendi re΄yiyle ʹâmil olan hod-ser ve hod-re΄y kişiye denir ki büyük şaşkınlık budur; yukâlu: رَجُلٌ أَخْدَبُ اِذَا كَانَ يَرْكَبُ رَأْسَهُ

اَلْخَدْبُ [el-ḣadb] (ḣâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Kılıç ile çalmak; ʹalâ-kavlin kemiğe varmaksızın eti kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَدَبَهُ بِالسَّيْفِ خَدْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ اِذَا ضَرَبَهُ أَوْ قَطَعَ اللَّحْمَ دُونَ الْعَظْمِ ʹAlâ-re΄yin bu, kılıçla başa vurmağa mahsûstur. Ve ısırmak, عَضٌّ [ʹaḋḋ] maʹnâsınadır; yukâlu: خَدَبَهُ اِذَا عَضَّهُ Ve yalan söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَدَبَ الرَّجُلُ اِذَا كَذَبَ Ve

خَدْبٌ [ḣadb] Çok süt sağmak maʹnâsınadır, halb-i kesîr maʹnâsına; baʹzı nüshada lâm’ın fethiyle mazbût olmakla ism olmak dahi muhtemeldir; yukâlu: خَدَبَ الرَّجُلُ اِذَا حَلَبَ كَثِيرًا

Vankulu Lugatı - الخدب maddesi

اَلْخِدَبُّ [el-ḣidebb] (ḣâ’nın kesri ve dâl’ın fethi ve bâ’nın teşdîdiyle) Kavî ve fermûde olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ خِدَبٌّ مِثْلُ هِجَفٍّ وَجَارِيَةٌّ خِدَبَّةٌ Ve هِجَفٌّ [hiceff] dahi galîz olana derler.

اَلْخِدْبُ [el-ḣidb] (ḣâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Vurmak; yukâlu: خَدَبَهُ بِالسَّيْفِ أَيْ ضَرَبَهُ Ve eti ve deriyi yarmağa ve yılan sokmağa derler;وَالْكُلُّ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي

اَلْخَدَبُ [el-ḣadeb] (fethateynle) Dil uzun olmak. Ve yalan söylemek. Ve bahâdırlık eylemek; yukâlu: فِي لِسَانِهِ خَدَبٌ أَيْ طُولٌ وَقَدْ خَدَبَ أَيْ كَذَبَ Ve

خَدَبٌ [ḣadeb] Horyâdlığa da derler; yukâlu: كَانَ بِنَعَامَةَ خَدَبٌ وَهُوَ اسْمُ رَجُلٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı