اَلْخُلاَبِسُ [el-ḣulâbis] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) Rakîk ve nâzük ve mülâyim söze denir; yukâlu: أَخَذَ قَلْبَهُ بِالْخُلاَبِسِ أَيْ بِالْحَدِيثِ الرَّقِيقِ Ve sırf yalan söze denir; yukâlu: غَرَّهُ بِالْخُلاَبِسِ أَيِ الْكَذِبِ
اَلْخَلاَبِسُ [el-ḣalâbis] ve
اَلْخَلاَبِيسُ [el-ḣalâbîs] (ḣâ’ların fethiyle) Bâtıl ve beyhûde maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَعُوا فِي الْخَلاَبِسِ وَالْخَلاَبِيسِ أَيِ الْبَاطِلِ Ve
خَلاَبِيسُ [ḣalâbîs] Her biri bir semtten gelmiş müteferrik nâsa denir. Ve bunun müfredi maʹrûf değildir yâhûd müfredi خَلْبِيسٌ [ḣalbîs]tir ḣâ’nın fethiyle. Ve
خَلاَبِيسُ [ḣalâbîs] Yalan kelimâta denir. Ve şol develere denir ki suya kandıktan sonra çobanı idrâklerinden ʹâciz edecek mertebe şiddetle revân olalar. Mü΄ellif burada dahi yine müsâmaha tarîkiyle tefsîr eylemiştir. Ve nesak ve nizâm ve istivâ üzere cârî olmayan perîşân-sûret nesnelere denir. Ve le΄îm ve sifle ve enžâl kimselere denir.
اَلْخَلَابِسُ [el-ḣalâbis] (ḣâ’nın fethi ve bâ’nın kesriyle) Cemâʹat-i müteferrika maʹnâsına.
اَلْخُلَابِسُ [el-ḣulâbis] (ḣâ’nın zammı ve bâ’nın kesriyle) Mülâyim söz.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı