اَلْخِلِّيطَى [el-ḣillîṯâ] (خِلِّيفَى [ḣillîfâ] vezninde) Karışık maʹnâsınadır, fi’l-asl masdardır; yukâlu: مَالُهُمْ بَيْنَهُمْ خِلِّيطَى أَيْ مُخْتَلِطٌ
اَلْخَلِيطُ [el-ḣalîṯ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلْخُلَّيْطَى [el-ḣulleyṯâ] (سُمَّيْهَى [summeyhâ] vezninde) Bunlar da أَخْلاَطٌ [aḣlâṯ] maʹnâsınadır; müfredleri yoktur. خُلَيْطَى [ḣuleyṯâ] lafzında tahfîfle de zebân-zeddir. Ve
خُلَّيْطَى [ḣulleyṯâ] (teşdîd ve tahfîfle) Karışkanlık, şûriş ve ihtilât maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَعُوا فِي خُلَّيْطَى أَيْ فِي اخْتِلاَطٍ
اَلْخُلَّيْطَى [el-ḣullayṯâ] (ḣâ’nın zammı ve lâm’ın fethi ve teşdîdi ve yâ’nın sükûnu ve elifin kasrıyla سُمَّيْهَى [summeyhâ] gibi) Müşevveş olmak maʹnâsınadır; ve minhu kavluhum: وَقَعُوا فِي الْخُلَّيْطَى إِذَا اخْتَلَطَ أَمْرُهُمْ Ve سُمَّيْهَى [summeyhâ] kezibe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı