اَلْمَلْصُ [el-melṡ] (mîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Yürek sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَلَصَ بِسَلْحِهِ مَلْصًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا رَمَى بِهِ
اَلْمَلَصُ [el-melaṡ] (fethateynle) Bir kimse yâhûd bir nesne kayıp düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَلِصَ الرَّجُلُ وَغَيْرُهُ مَلَصًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَقَطَ مُتَزَلِّجًا
اَلْمَلِصُ [el-meliṡ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Şol ipe ve urgana denir ki pek sıyrıncak olmakla ondan el kayıp gider ola; yukâlu: حَبْلٌ مَلِصٌ إِذَا كَانَ تَزْلَقُ عَنْهُ الْكَفُّ
اَلْمَلَصُ [el-melaṡ] (fethateynle) Sıyrılmak; yukâlu: مَلِصَ الشَّيْءُ مِنْ يَدِي إِذَا زَلِقَ
اَلْمَلِصُ [el-meliṡ] (mîm’in fethi ve lâm’ın kesriyle) Sıyrıncak olan nesne; yukâlu: رِشَاءٌ مَلِصٌ إِذَا كَانَتِ الْكَفُّ تَزْلَقُ عَنْهُ وَلَا تَسْتَمْكِنُ مِنَ الْقَبْضِ عَلَيْهِ Ve رِشَاءٌ [rişâ΄] râ’nın kesri ve şîn-i muʹceme ile kuyu ipine derler, resen-i çâh maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı