el-ublet ~ اَلْأُبْلَةُ

Kamus-ı Muhit - الأبلة maddesi

اَلْأُبْلَةُ [el-ublet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Âfete denir, عَاهَةٌ [ʹâhet] maʹnâsına.

اَلْأَبِلَةُ [el-ebilet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Bu dahi bir adamın isteklisi ve hâhişi olan nesneye denir; yukâlu: هِيَ أَبِلَتُهُ أَيْ طَلِبَتُهُ وَحَاجَتُهُ Ve döllü döşlü hayr ve bereketli nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ أَبِلَةٌ أَيْ مُبَارَكَةٌ مِنَ الْوَلَدِ Mü΄ellif bunu tekrâr eylemiştir.

اَلْأَبْلَةُ [el-eblet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde ʹalâ-kavlin fetehâtla) İnsâna ʹârız olan sıklet ve vehâmete denir, kesret-i taʹâmdan ʹârız olan sıklet gibi; tekûlu: أَخَذَتْنِي الْأَبْلَةُ أَيِ الثِّقَلُ وَالْوَخَامَةُ Ve günâha denir; إِثْمٌ [išamp;m] maʹnâsına.

اَلْوَبَلَةُ [el-vebelet] ve

اَلْأَبَلَةُ [el-ebelet] (fetehâtla ki hemze vâv’dan mübeddeldir) Sakîl ve nâ-güvâr taʹâm eklinden neş΄et eden miʹde fesâdına denir; yukâlu: أَخَذَتْهُ وَبَلَةُ الطَّعَامِ وَأَبَلَتُهُ أَيْ تُخَمَتُهُ Ve

وَبَلَةٌ [vebelet] Koyunda ʹârız olan erkeğe kızgınlığa denir; yukâlu: بِالشَّاةِ وَبَلَةٌ أَيْ شَهْوَةٌ لِلْفَحْلِ

اَلْأُبُلَّةُ [el-ubullet] (عُتُلَّةٌ [ʹutullet] vezninde) Bir türlü taʹâmdır ki hurmâyı iki taş beyninde nîmce dövdükten sonra üzerine süt sağıp karıştırmakla tertîb ederler. Ve bir bölük hurmâya denir; yukâlu: أُبُلَّةٌ مِنَ التَّمْرِ أَيْ فِدْرَةٌ Ve

أُبُلَّةُ [Ubullet] Baṡra’da bir mevziʹ adıdır ki dünyâda meşhûr olan dört cinânın birisidir ki Ġûṯâ-i Dimaşḵ Soġd-ı Semerḵand ve Şiʹb-i Bevvân ve Ubulle-i Baṡra’dır; İmâm Muslim şeyhi Şeybân b. Ferrûḩ el-Ubullî oraya mensûbdur. Ve

أُبُلَّةٌ [ubullet] bir adamın ʹaşîret ve ashâbına denir, إِبَالَةٌ [ibâlet] gibi; yukâlu: جَاءَ فِي إِبَالَتِهِ وَأُبُلَّتِهِ أَيْ أَصْحَابِهِ وَقَبِيلَتِهِ Ve bir adamın matlûbu ve hâhiş-kerdesi olan şey΄e denir, ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - الأبلة maddesi

اَلْأَبَلَةُ [el-ebelet] (fethateynle) Kesret-i eklden sıklet hâsıl kılıp tuhme olmak. Ve fi’l-hadîsi: “كُلُّ مَالٍ أَدَّيْتَ زَكَاتَهُ فَقَدْ ذَهَبَتْ أَبَلَتُهُ” وَأَصْلُهُ وَبَلَتُهُ مِنَ الْوَبَالِ فَأُبْدِلَ بِالْوَاوِ الْأَلِفُ كَقَوْلِهِمْ أَحَدٌ وَأَصْلُهُ وَحَدٌ

اَلْأُبُلَّةُ [el-ubullet] (zammeteynle ve lâm’ın teşdîdiyle) Bir pâre hurmâ,قِطْعَةٌ مِنْ جُمْلَةِ التَّمْرِ maʹnâsına. Ve

أُبُلَّةُ [ubullet] Kezâlik bir şehrdir Baṡra yanında.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı