اَلسُّدْفَةُ [es-sudfet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Kapıya denir, ʹalâ-kavlin üzerinde olan örtüye denir, سُدَّةٌ [suddet] maʹnâsına. Ve yağmurdan hıfz için kapıya ettikleri perdeye denir. Ve sevâd-ı leyl maʹnâsınadır.
اَلسَّدْفَةُ [es-sedfet] (sîn’in fethi ve zammıyla) Temîm lügatinde karanlığına denir. Ve Ḵays lügatinde aydınlığa denir ki zıdd olur. Baʹzılar dedi ki ikisi ism-i vâhid ile tesmiye olundular, zîrâ ehadühümâ âher üzere ʹurûz eder, ʹalâ-kavlin dav΄ ve zulmetin ihtilâtına denir ki tulûʹ-ı fecrden vakt-i isfâra kadar olan ihtilâtından ʹibârettir; yukâlu: جَاءَ فِي السَّدْفَةِ وَهِي الظُّلْمَةُ تَمِيمِيَّةٌ وَالضَّوْءُ قَيْسِيَّةٌ ضِدٌّ أَوْ سُمِّيَا بِاسْمٍ لِأَنَّ كُلاًّ يَأْتِي عَلَى الْآخَرِ Ke-mâ se-yuzkeru. Ve geceden bir bölüğe denir; yukâlu: مَضَتْ سَدْفَةٌ مِنَ اللَّيْلِ أَيْ طَائِفَةٌ مِنْهُ
اَلسُّدْفُ [es-sudf] (sîn’in zammı ve dâl’ın sükûnuyla) ve
اَلسَّدْفَةُ [es-sedfet] (sîn’in fethi ve kezâlik dâl’ın sükûnuyla) Zulmet maʹnâsınadır, ehl-i Necd lügati üzere. Ve gayrılar lügati üzere ضَوْءٌ maʹnâsınadır. Pes azdâddan olur. Ve bu zikr olunan Aṡmaʹî rivâyeti üzeredir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı