es-seden ~ اَلسَّدَنُ

Kamus-ı Muhit - السدن maddesi

اَلسَّدَانُ [es-sedân] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve

اَلسَّدَنُ [es-seden] (جَبَلٌ [cebel] vezninde) Bunlar da perdeye denir; yukâlu: أَرْخَى السَّدِينَ وَالسَّدَانَ وَالسَّدَنَ أَيِ السِّتْرَ

اَلسَّدْنُ [es-sedn] (sîn’in fethiyle) ve

اَلسَّدَانَةُ [es-sedânet] (سَلَامَةٌ [selâmet] vezninde) Kaʹbe-i muʹazzamaya yâhûd puthâneye hizmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَدَنَ الرَّجُلُ سَدْنًا وَسَدَانَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا خَدَمَ الْكَعْبَةَ أَوْ بَيْتَ الصَّنَمِ Ve perde-dârlık ve kapıcılık eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَدَنَ الرَّجُلُ إِذَا عَمِلَ الْحِجَابَةَ Ve

سَدْنٌ [sedn] Libâsı aşağı salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: سَدَنَ ثَوْبَهُ سَدْنًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا أَرْسَلَهُ

Vankulu Lugatı - السدن maddesi

اَلسَّدْنُ [es-sedn] (sîn’in fethi ve dâl’ın sükûnuyla) ve

اَلسِّدَانَةُ [es-sidânet] (sîn’in kesriyle) Kaʹbe-i müşerrefe’ye yâhûd beyt-i asnâma hizmet etmek; tekûlu: سَدَنَ يَسْدُنُ سَدْنًا وَسِدَانَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve سِدَانَةٌ [sidânet] ve hizmet-i livâ yaʹnî beyt-i şerîfe hizmet ve onda olan ʹalemi zabt zamân-ı câhiliyyette ʹAbduddâr’ın idi. Resûl-i ekrem sallallâhu ʹaleyhi ve sellem yine onların üzerine mukarrer kıldı, zamân-ı İslâm’da. Ve

سِدْنٌ [sidn] Bir kimse libâsın aşağı salıvermeğe dahi derler; yukâlu: سَدَنَ الرَّجُلُ ثَوْبَهُ وَسَدَنَ السِّتْرَ إِذَا أَرْسَلَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı