Kamus-ı Muhit - الضمن maddesi

اَلضَّمَانُ [eḋ-ḋamân] (أَمَانٌ [emân] vezninde) ve

اَلضَّمْنُ [eḋ-ḋamn] (أَمْنٌ [emn] vezninde) Kefîl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَمِنَ الشَّيْءَ وَبِالشَّيْءِ ضَمَانًا وَضَمْنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَفَلَهُ Ve kötürüm olmak maʹnâsına müstaʹmeldir, kefîl ʹuhdeye mülâzım olduğu gibi kötürüm dahi mekânına mülâzım olur; yukâlu: ضَمِنَ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ زَمِنًا

اَلضِّمْنُ [eḋ-ḋimn] (ḋâd’ın kesriyle) Bir nesnenin dâhiline ıtlâk olunur; ve minhu ضِمْنُ الْكِتَابِ أَيْ طَيُّهُ

اَلضَّمَنُ [eḋ-ḋamen] (fethateynle) ve

اَلضَّمَانُ [eḋ-ḋamân] ve

اَلضَّمَانَةُ [eḋ-ḋamânet] (سَحَابٌ [seḩâb] ve سَحَابَةٌ [seḩâbet] veznlerinde) Bunlar da ismlerdir, kötürümlüğe denir.

اَلضَّمِنُ [eḋ-ḋamin] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ʹÂşık ve âşüfteye denir; yukâlu: رَجُلٌ ضَمِنٌ أَيْ عَاشِقٌ Ve kötürüme denir; cemʹi ضَمْنَى [ḋamnâ] gelir, مَرْضَى [merḋâ] gibi; ve minhu kavlu ʹAbdillâh b. ʹAmr b. el-ʹÂṡ: “مَنِ اكْتَتَبَ ضَمِنًا بَعَثَهُ اللهُ ضَمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ” أَيْ مَنْ كَتَبَ نَفْسَهُ فِي دِيوَانِ الضَّمْنَى وَالزَّمْنَى Yaʹnî “Bir adam cihâda gitmemek için kendisini kötürüm defterine kayd ettirse Hak celle ve ʹalâ onu yevm-i kıyâmette kötürüm olarak baʹs eder.” Ve

ضَمِنٌ [ḋamin] Bedende kesr ve noksân gibi ʹillete mübtelâ adama denir; yukâlu: رَجُلٌ ضَمَنٌ أَيْ مُبْتَلًى فِي جَسَدِهِ

Vankulu Lugatı - الضمن maddesi

اَلضِّمْنُ [eḋ-ḋimn] (ḋâd’ın kesri ve mîm’in sükûnuyla) Bir nesnenin dâhili; tekûlu: أَنْفَذْتُهُ ضِمْنَ كِتَابِي أَيْ فِي طَيِّهِ

اَلضَّمَنُ [eḋ-ḋamen] (fethateynle) İsmdir, zikr olunan maʹnâdan yaʹnî beden ʹilletli olmak maʹnâsından. Ve

ضَمَنٌ [ḋamen] Masdar dahi gelir, kötürüm olmak maʹnâsına; yukâlu: ضَمِنَ الرَّجُلُ ضَمَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلضَّمِنُ [eḋ-ḋamin] (ḋâd’ın fethi ve mîm’in kesriyle) Şol kimsedir ki onun cesedinde bir ʹilleti ola maraz cihetinden yâ kesr cihetinden yâ gayrı husûstan ve kötürüm maʹnâsına dahi gelir. Ve fi’l-hadîsi: “مَنِ اكْتَتَبَ ضَمِنًا بَعَثَهُ اللهُ ضَمِنًا” أَيْ مَنْ كَتَبَ نَفْسَهُ فِي دِيوَانِ الزَّمْنَى Yaʹnî kendini زَمِنٌ [zemin]ler defterine yazdırıp telbîs eyleyen muʹâkab olur.