اَلْغَذْمَةُ [el-ġažmet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Kelime maʹnâsınadır; tekûlu: مَا سَمِعْتُ مِنْهُ غَذْمَةً أَيْ كَلِمَةً Ve masdar olur, be-gâyet sebze ve nebâtı çok yere uğramak maʹnâsınadır; yukâlu: غَذَمُوا بِالْغُذْمَةِ غَذْمَةً إِذَا أَصَابُوهَا
اَلْغُذْمَةُ [el-ġužmet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Elvândan karamtık bozluğa denir; yukâlu: فِي لَوْنِهِ غُذْمَةٌ أَيْ غُبْرَةٌ كَدِرَةٌ Ve bir pâre mâla denir; yukâlu: أَعْطَاهُ غُذْمَةً مِنَ الْمَالِ أَيْ قِطْعَةً مِنْهُ Ve çok süte denir; bunda fetehâtla da câ΄izdir; cemʹi غُذَمٌ [ġužem] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve غَذَمٌ [ġažem] gelir, جَبَلٌ [cebel] vezninde. Ve
غُذْمَةٌ [ġužmet] Çayırı ve çimeni hadden bîrûn arza denir, غَذِيمَةٌ [ġažîmet] dahi denir; yukâlu: وَقَعُوا فِي غُذْمَةٍ مِنَ الْأَرْضِ وَغَذِيمَةٍ أَيْ وَاقِعَةٍ مُنْكَرَةٍ يَعْنِي مِنَ الْبَقْلِ وَالْعُشْبِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı