اَلْغَمَتُ [el-ġamet] (fethateynle) Sakîl taʹâm yüreği basmakla sâhibi sarhoş gibi bulanmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَمِتَ الرَّجُلُ غَمَتًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا ثَقُلَ الطَّعَامُ عَلَى قَلْبِهِ فَصَارَ كَالسُّكْرَانِ
اَلْغَمْتُ [el-ġamt] (سَمْتٌ [semt] vezninde) Taʹâm sakîl olup yüreği basmakla miʹdeyi bulandırıp sâhibini sarhoş gibi şûrîde-dimâg eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَتَهُ الطَّعَامُ غَمْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ثَقُلَ عَلَى قَلْبِهِ فَصَيَّرَهُ كَالسُّكْرَانِ Ve suya daldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَتَهُ فِي الْمَاءِ إِذَا غَطَّهُ Ve bir nesneyi örtüp bürümek maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَتَ الشَّيْءَ إِذَا غَطَّاهُ Ve su içerken teneffüs için başını yukarı tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَمَتَ نَفَسًا إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ عِنْدَ الشُّرْبِ Ve bu mecâzdır, gûyâ ki soluğunu su ile تَغْطِئَةٌ [taġtiʹet] eder.
اَلْغَمْتُ [el-ġamt] (ġayn’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Taʹâm kalbe sakîl gelmeğe derler; yukâlu: غَمَتَهُ الطَّعَامُ يَغْمِتُهُ غَمْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ثَقُلَ عَلَى قَلْبِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı