اَلْفَحْلَةُ [el-faḩlet] (فَحْلٌ [faḩl] kelimesinde mü΄ennestir; bî-perde, dili zefîr olup herkese şer-gîr olan karıya denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ فَحْلَةٌ أَيْ سَلِيطَةٌ
اَلْفُحُولَةُ [el-fuḩûlet] (fâ’nın zammıyla) ve
اَلْفِحَالَةُ [el-fiḩâlet] ve
اَلْفِحْلَةُ [el-fiḩlet] (fâ’ların kesriyle) Erkeklik ve aygırlık maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ فَحْلٌ بَيِّنُ الْفُحُولَةِ وَالْفِحَالَةِ وَالْفِحْلَةِ أَيِ الذُّكُورَةِ Şârihin beyânına göre bunlar gerçi masdar olup lâkin bunlardan fiʹl mutasarrıf olmaz, pes ism yerinde müstaʹmel olurlar.
اَلْفَحْلَةُ [el-faḩlet] (fâ’nın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Yüzsüz olan ʹavret, selîta maʹnâsına.
اَلْفِحْلَةُ [el-fiḩlet] (fâ’nın kesri ve ḩâ’nın sükûnuyla) Masdardır, erkeklik maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı