اَلْفِقَعَةُ [el-fiḵaʹat] (fâ’nın kesri ve ḵâf’ın fethiyle) فَقْعٌ [faḵʹ]ın cemʹidir, fâ’nın fethi ve kesriyle olanın dahi cemʹi gelir, جَبْءٌ [ceb΄] ile جَبْأَةٌ [ceb΄et] ve قِرْدٌ [ḵird] ile قِرَدَةٌ [ḵiredet] gibi. جَبْءٌ [ceb΄] dahi kırmızı mantara derler. Ve قِرْدٌ [ḵird] maymun dedikleri cânverdir gâh olur recül-i zelîl buna teşbîh olunur, فَقْعُ قَرْقَرٍ [faḵʹu ḵarḵar] derler, zîrâ mantarı davar yemeyip davarın ayağı altına pâymâl olur. Ve قَرْقَرٌ [ḵarḵar] ḵâf’ların fethiyle düz yere derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı