اَلْفَقْحُ [el-faḵḩ] (فَتْحٌ [fetḩ] vezninde) Köpek eniği henüz gözünü açmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَحَ الْجِرْوُ فَقْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا فَتَحَ عَيْنَيْهِ أَوَّلَ مَا يَفْتَحُ وَهُوَ صَغِيرٌ Ve bir kimsenin فَقْحَةٌ [faḵḩat]ına dokunmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَحَ فُلاَنًا إِذَا أَصَابَ فَقْحَتَهُ Ve bir nesneyi edviye süfûf eder gibi süfûf ve gubâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَحَ الشَّيْءَ إِذَا سَفَّهُ كَمَا يُسَفُّ الدَّوَاءُ Ve nebât ve şecer makûlesi çiçek açmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَحَ النَّبَاتُ إِذَا أَزْهَى وَأَزْهَرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı