el-ḵadâd ~ اَلْقَدَادُ

Kamus-ı Muhit - القداد maddesi

اَلْقَدَادُ [el-ḵadâd] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Kirpi dedikleri cânvere denir, قُنْفُذٌ [ḵunfuž] maʹnâsına. Ve ʹArab tavşanına denir ki tarla sıçanı dahi derler, يَرْبُوعٌ [yerbûʹ] maʹnâsına; ekinleri kesip doğradıkları için ıtlâk eylediler.

اَلْقُدَادُ [el-ḵudâd] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Bir nevʹ karın ağrısının ismidir, buru ve kesinti taʹbîr olunan vecaʹ olacaktır ki bağırsaklar kesilir kıyâs olunur; mukaddime-i bâsûrdur; yukâlu: أَخَذَهُ الْقُدَادُ وَهُوَ وَجَعٌ فِي الْبَطْنِ Ve Ḵudâd b. Šaʹlebe b. Muʹâviye, Becîle kabîlesindendir.

Vankulu Lugatı - القداد maddesi

اَلْقُدَادُ [el-ḵudâd] (ḵâf’ın zammıyla) Bir marazdır ki batna ʹârız olur.

اَلْقِدَادُ [el-ḵidâd] (ḵâf’ın kesriyle) Cemʹ-i kesreti. İbnu’s-Sikkît’ten böyle rivâyet olunmuştur. Ve fi’l-meseli: “مَا يَجْعَلُ قَدَّكَ إِلَى أَدِيمِكَ” Yaʹnî “Az işi çok etmeğe bâʹis nedir?” Ve

قَدٌّ [ḵadd] Bir nesnenin boyuna dahi ıtlâk olunur, kâmet maʹnâsına. Ve endâzeye dahi قَدٌّ [ḵadd] derler; yukâlu: قُدَّ فُلَانٌ قَدَّ السَّيْفِ أَيْ جُعِلَ حَسَنَ التَّقْطِيعِ Ve تَقْطِيعٌ [taḵṯîʹ] ḵâf’la ve ṯâ-i mühmele ile endâzeye derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı