ḵitl ~ قِتْلٌ

Kamus-ı Muhit - قتل maddesi

قَتْلَةُ [Ḵatlet] (حَمْزَةُ [ḩamzet] vezninde) ve

قُتَيْلَةُ [Ḵuteylet] (جُهَيْنَةُ [cuheynet] vezninde) ve

قِتَالٌ [Ḵitâl] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve

قَتَّالٌ [Ḵattâl] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) ve

قُتَلُ [Ḵutel] (زُفَرُ [zufer] vezninde) ve

قَتِيلٌ [Ḵatîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Esâmîdendir.

اَلْقَتْلُ [el-ḵatl] (ḵâf’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) ve

اَلتَّقْتَالُ [et-taḵtâl] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Öldürmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَتَلَهُ وَقَتَلَ بِهِ قَتْلًا وَتَقْتَالًا إِذَا أَمَاتَهُ Burada bâ΄ harfiyle قَتَلَ بِهِ ʹunvânı Šaʹleb’den mervîdir. Şârih der ki قَتْلٌ [ḵatl] cesed-i hayvândan izâle-i rûh eylemek maʹnâsına mevzûʹdur ki mütevellî ve mübâşir fiʹline makrûndur. Ve eğer fevt-i hayât ile iʹtibâr olunursa ona مَوْتٌ [mevt] denir. İntehâ. Ve

قَتْلٌ [ḵatl] Bir nesneye gereği gibi muttaliʹ olup bilmek maʹnâsına müstaʹmeldir, gûyâ ki cehli قَتْلٌ [ḵatl] eder; yukâlu: قَتَلَ الشَّيْءَ خُبْرًا إِذَا عَلِمَهُ يَعْنِي عِلْمًا تَامًّا Ve meşrûb yufkaca olmak için su katmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَتَلَ الشَّرَابَ إِذَا مَزَجَهُ بِالْمَاءِ Ve laʹn ve nefrîn eylemek maʹnâsınadır; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿قُتِلَ الْإِنْسَانُ مَا أَكْفَرَهُ﴾ أَيْ لُعِنَ

Vankulu Lugatı - قتل maddesi

اَلْقِتْلُ [el-ḵitl] (ḵâf’ın kesri ve tâ’nın sükûnuyla) ʹAdüvv maʹnâsına. Ve

قِتْلٌ [ḵitl] Bir nesnenin misline dahi derler; yukâlu: هُمَا قِتْلَانِ أَيْ مِثْلَانِ

اَلتَّقْتَالُ [et-taḵtâl] (tâ’nın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Bi-maʹnâhu. Ve

قَتْلٌ [ḵatl] Bir nesneyi ziyâde bilmeğe dahi derler; yukâlu: قَتَلْتُ الشَّيْءَ خُبْرًا أَيْ عِلْمًا Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا﴾ (النساء، 157) أَيْ لَمْ يُحِيطُوا بِهِ عِلْمًا Ve

قَتْلٌ [ḵatl] Şarâba su katmağa dahi derler; tekûlu: قَتَلْتُ الشَّرَابَ إِذَا مَزَجْتَهُ بِالْمَاءِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı