اَلْإِحْتِوَاشُ [el-iḩtivâş] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Nâs şikârı birbirinin üzerine ürkütüp sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِحْتَوَشَ الْقَوْمُ الصَّيْدَ إِذَا أَنْفَرَهُ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ Ve bir adamın etrâfını kuşatıp ortaya almak maʹnâsınadır; yukâlu: إِحْتَوَشُوا عَلَى فُلاَنٍ إِذَا جَعَلُوهُ وَسَطَهُمْ
اَلْإِحْتِوَاشُ [el-iḩtivâş] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Kavm saydı birbiri üzerine ürkütmek; yukâlu: إِحْتَوَشَ الْقَوْمُ الصَّيْدَ إِذَا أَنْفَرَهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ Vâv iʹlâl olunmadı, إِجْتَوَرَهُ de iʹlâl olunmadığı gibi. Ve
إِحْتِوَاشٌ [iḩtivâş] Bir kimseyi ortaya almağa dahi derler; yukâlu: إِحْتَوَشَ الْقَوْمُ عَلَى فُلَانٍ جَعَلُوهُ وَسَطَهُمْ Ve
تَحَوُّشٌ [teḩavvuş] Kenâra çekilmeğe dahi derler; yukâlu: تَحَوَّشَ الْقَوْمُ عَنِّي إِذَا تَنَحَّوْا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı