اَلْإِسْتِمَاءُ [el-istimâ΄] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Sayyâd ayağına çorab giymek, ʹalâ-kavlin âhû saydına çıkmakla harr-ı arzdan ayağını vikâye için bir adamdan çorap istiʹâre eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَمَى الصَّائِدُ إِذَا لَبِسَ الْمِسْمَاةَ أَوِ اسْتَعَارَهَا لِصَيْدِ الظِّبَاءِ فِي الْحَرِّ Ve âhû saydına hengâmı olmayan Suheyl yıldızı tulûʹu vaktinde âhû saydına çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَمَى الصَّائِدُ الظِّبَاءَ إِذَا طَلَبَهَا فِي غَيْرِ آنِهَا عِنْدَ مَطْلَعِ سُهَيْلٍ Ve bir adamın ziyâretine kasd ve teveccüh eylemek, ʹalâ-kavlin bir kimseden hayr nişâneleri teferrüs eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: إِسْتَمَيْتُهُ إِذَا تَعَمَّدْتَهُ بِالزِّيَارَةِ أَوْ تَوَسَّمْتُ فِيهِ الْخَيْرَ
اَلْإِسْتِمَاءُ [el-istimâ΄] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Eve çıkmak; yukâlu: إِسْتَمَوْا إِذَا خَرَجُوا لِلصَّيْدِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı