اَلْإِسْتِنْبَاطُ [el-istinbâṯ] Bu dahi kuyu kazan kimse suya erişmek maʹnâsınadır; mustaʹmeldir; yukâlu: إِسْتَنْبَطَ الرَّكِيَّةَ إِذَا أَمَاهَهَا Ve hafî olan nesneyi izhâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: اُسْتُنْبِطَ الشَّيْءُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا أُظْهِرَ بَعْدَ خَفَاءٍ Ve müctehid ve fakîh fehm ve ictihâd ile maʹânî ve ahkâm-ı hafiyye istihrâc eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِسْتَنْبَطَ الْفَقِيهُ إِذَا اسْتَخْرَجَ الْفِقْهَ الْبَاطِنَ بِفَهْمِهِ وَاجْتِهَادِهِ
اَلْإِسْتِنْبَاطُ [el-istinbâṯ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bir nesneyi çıkarmak taleb etmek, istihrâc maʹnâsına. Ve
إِسْتِنْبَاطٌ [istinbâṯ] Nebaṯî olmağa dahi derler; yukâlu: إِسْتَنْبَطَ الرَّجُلُ Ve fî kelâmi Eyyûb b. el-Ḵirriyye: أَهْلُ عُمَانَ عَرَبٌ اِسْتَنْبَطُوا وَأَهْلُ الْبَحْرَيْنِ نَبِيطٌ اِسْتَعْرَبُوا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı