اَلْإِيقَاهُ [el-îḵâh] (hemzenin kesriyle) ve
اَلْإِسْتِيقَاهُ [el-istîḵâh] İtâʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَيْقَهَ فُلَانًا وَاسْتَيْقَهَ إِذَا أَطَاعَهُ İşbu إِسْتَيْقَهَ kelimesi maklûbdur, yâ΄ ḵâf üzere takdîm olunmuştur.
اَلْإِسْتِيقَاهُ [el-istîḵâh] (hemzenin kesri ve tâ’nın kesri ve meddiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: أَيْقَهَ الرَّجُلُ وَاسْتَيْقَهَ إِذَا أَطَاعَ Pes bu maklûb olur, zîrâ ḵâf üzere yâ takdîm olunmuş olur, hâlâ ki ḵâf mukaddemdir. Ve
إِيقَاهٌ [îḵâh] Fehm etmeğe dahi derler; yukâlu: أَيْقَهَ إِذَا فَهِمَ وَيُقَالُ أَيْقِهْ لِهَذَا أَيِ افْهَمْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı