اَلْإِمْرَاضُ [el-imrâḋ] Hasta kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْرَضَهُ اللهُ أَيْ جَعَلَهُ مَرِيضًا Ve bir kimse re΄y ve tedbîrinde isâbete yaklaşmak maʹnâsına müstaʹmeldir, gûyâ ki re΄y eylediği hâcete tagallüble bastırmağa yakın olur; yukâlu: أَمْرَضَ الرَّجُلُ إِذَا قَارَبَ الْإِصَابَةَ فِي رَأْيِهِ Ve maraz ve ʹillet sâhibi olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْرَضَ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ ذَا مَرَضٍ Ve bir kimseyi hasta bulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْرَضَهُ إِذَا وَجَدَهُ مَرِيضًا
اَلْإِمْرَاضُ [el-imrâḋ] (hemzenin kesriyle) Marîz kılmak; yukâlu: أَمْرَضَهُ اللهُ Ve
إِمْرَاضٌ [imrâḋ] Bir kimsenin mâlına âfet erişmeğe dahi derler, Yaʹḵûb rivâyeti üzere; yukâlu: أَمْرَضَ الرَّجُلُ إِذَا وَقَعَ فِي مَالِهِ الْعَاهَةُ Ve
إِمْرَاضٌ [imrâḋ] Bir kimsenin re΄yi savâba karîb olmağa da derler; yukâlu: فُلَانٌ إِذَا مَا ظَنَّ أَمْرَضَ أَوْ أَصَابَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı