el-imr ~ اَلْإِمْرُ

Kamus-ı Muhit - الإمر maddesi

اَلْإِمْرُ [el-imr] (hemzenin kesriyle) ʹAkl kabûl eylemeyecek derece ʹacîb ve ʹazîm ve münker olan şey΄e ıtlâk olunur; yukâlu: أَمْرٌ إِمْرٌ أَيْ مُنْكَرٌ عَجَبٌ Kâle’ş-şârih: هُوَ مِنْ قَوْلِهِمْ أَمِرَ الْأَمْرُ إِذَا كَثُرَ وَكَبِرَ وَمِنْهُ قَوْلُهُ تَعَالَى ﴿لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا إِمْرًا﴾ أَيْ مُنْكَرًا عَظِيمًا

اَلْإِمَّرُ [el-immer] (hemzenin kesri ve mîm-i müşeddedenin fethiyle إِمَّعٌ [immaʹ] vezninde) ve

اَلْإِمَّرَةُ [el-immeret] (hâ’yla إِمَّعَةٌ [immeʹat] vezninde ve hemzelerin fethiyle câ΄izdir) Şol zaʹîfü’r-re΄y ve kelîlü’t-tedbîr ve bî-rüşd ü reviyyet kimseye denir ki umûr ve mesâlihinde bi-nefsihi ehl-i hall ü ʹakd olmamakla bi’l-cümle emr ve murâdında kim ne derse onun re΄yine tâbiʹ ve tedbîrine muvâfık olur ola; yukâlu: رَجُلٌ إِمَّرٌ وَإِمَّرَةٌ أَيْ ضَعِيفُ الرَّأْيِ يُوَافِقُ كُلَّ أَحَدٍ عَلَى مَا يُرِيدُ مِنْ أَمْرِهِ كُلِّهِ Kâle fi’l-Esâs رَجُلٌ إِمَّرٌ أَيْ لاَ رَأْيَ لَهُ يَقُولُ لِكُلِّ أَحَدٍ مُرْنِي

Vankulu Lugatı - الإمر maddesi

اَلْإِمْرُ [el-imr] (hemzenin kesri ve mîm’in sükûnuyla) İsmdir, şedîd olmak maʹnâsına; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا إِمْرًا﴾ (الكهف 71) أَيْ شَدِيدًا وَقِيلَ بِمَعْنَى عَجَبًا

اَلْإِمَّرُ [el-immer] (hemzenin kesri ve mîm’in fethi ve teşdîdiyle) Zaʹîfü’r-re΄y olan kimse.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı