el-imlâk ~ اَلْإِمْلَاكُ

Kamus-ı Muhit - الإملاك maddesi

اَلْإِمْلَاكُ [el-imlâk] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi bir kimseye mülk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَكَهُ الشَّيْءَ إِذَا جَعَلَهُ مُلْكًا لَهُ يَمْلِكُهُ Ve bir adamı şâh nasb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْلَكُوهُ إِذَا صَيَّرُوهُ مَلِكًا Ve bir adama hatun tezvîc eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَمْلَكَهُ إِيَّاهَا إِذَا زَوَّجَهُ إِيَّاهَا وَلَا يُقَالَ مَلَكَ بِهَا كَمَا ذُكِرَ وَيُقَالُ أُمْلِكَ فُلَانٌ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا زُوِّجَ أَيْضًا Pes إِمْلَاكٌ [imlâk] maʹlûm ve mechûlden tezvîc ve tezevvüc maʹnâsına gelir.

Vankulu Lugatı - الإملاك maddesi

اَلْإِمْلَاكُ [el-imlâk] (hemzenin kesriyle) Hamuru hûb yoğurmak; tekûlu: أَمْلَكْتُ الْعَجِينَ لُغَةٌ فِي مَلَّكْتُهُ إِذَا أَجَدْتَ عُجْنَهُ Ve

إِمْلَاكٌ [imlâk] Tezvîc maʹnâsına da gelir; tekûlu: أَمْلَكْتُ فُلَانًا فُلَانَةً إِذَا زَوَّجْتَهُ إِيَّاهَا وَتَقُولُ جِئْنَا مِنْ إِمْلَاكِهِ وَلَا تَقُلْ مِنْ مِلَاكِهِ Yaʹnî tezvîcden إِمْلَاكٌ [imlâk]la taʹbîr olunur, جِئْنَا عِنْدَ تَزْوِيجِهِ maʹnâsına, مِلَاكٌ [milâk]la taʹbîr olunmaz, egerçi Ḵâmûs’ta ikisin dahi câ΄iz görmüştür.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı