el-bâḵiʹat ~ اَلْبَاقِعَةُ

Kamus-ı Muhit - الباقعة maddesi

اَلْبَاقِعَةُ [el-bâḵiʹat] Dühâttan olan adama denir; yukâlu: هُوَ بَاقِعَةٌ أَيْ دَاهِيَةٌ Maʹnâ-yı ahîr-i âtîden me΄hûzdur. Ve şol zekî ve zîrek ve ʹârif adama denir ki her iş elinden gelip ve aslâ aldanmaya; yukâlu: رَجُلٌ بَاقِعَةٌ أَيْ ذَكِيٌّ عَارِفٌ لاَ يَفُوتُهُ شَيْءٌ وَلاَ يُدْهَى Ve şol kuşa denir ki pek zîrek olmakla sayd hadşesinden çeşme ve suvat yerlerden su içmeyip dâ΄imâ kenâr ve alarga yerlerden baʹzı su irkilmiş çukurlardan içer ola; yukâlu: طَائِرٌ بَاقِعَةٌ إِذَا كَانَ لاَ يَرِدُ الْمَشَارِبَ خَوْفَ أَنْ يُصَادَ وَإِنَّمَا يَشْرَبُ مِنَ الْبَقْعَةِ Bundaki hâ΄ mübâlaga içindir.

Vankulu Lugatı - الباقعة maddesi

اَلْبَاقِعَةُ [el-bâḵiʹat] (ḵâf’ın kesriyle) Belâ ve âfet, dâhiye maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı