el-bedret ~ اَلْبَدْرَةُ

Vankulu Lugatı - البدرة maddesi

اَلْبَدْرَةُ [el-bedret] (bâ’nın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Oğlak derisine derler, zîrâ oğlak emerken derisini çıkarsalar süt için kılsalar شَكْوَةٌ [şekvet] derler, sîn-i muʹcemenin fethiyle ve kâf’ın sükûnuyla. Ve yağ için kılsalar عُكَّةٌ [ʹukket] derler, ʹayn-ı mühmelenin zammı ve kâf’ın teşdîdiyle. Ve kaçan oğlağın derisin memeden kesildikten sonra çıkarsalar süt komak için kılsalar بَدْرَةٌ [bedret] derler ve yağ komak için kılsalar مِسْأَدٌ [mis΄ed] derler, mîm’in kesri ve sîn-i mühmelenin sükûnu ve hemzenin fethiyle ve dâl-ı mühmele ile. Ve kaçan toklu olsa çıkarılan derisine yağ komak için وَطْبٌ [vaṯb] derler, vâv’ın fethi ve ṯâ-i mühmelenin sükûnuyla ve yağ komak için نِحْيٌ [niḩy] derler, nûn’un kesri ve ḩâ-i mühmelenin sükûnuyla. Ve

بَدْرَةٌ [bedret] On bin dirheme dahi derler. Ve ziyâde gören göze dahi عَيْنٌ بَدْرَةٌ derler; yukâlu: هَذِهِ عَيْنٌ بَدْرَةٌ أَيْ تَبْدُرُ بِالنَّظَرِ إِلَيْهِ وَيُقَالُ تَامَّةٌ كَالْبَدْرِ Ve sâhib-i Muhežžeb’in بَدْرَةٌ [bedret]i “çeşm-i pür-gûşt”la tefsîr etmesi gâlibâ bu maʹnâdan me΄hûzdur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı