اَلْبَدْنُ [el-bedn] (bâ’nın fethi ve zammı ve dâl’ın sükûnuyla) ve
اَلْبَدَانُ [el-bedân] ve
اَلْبَدَانَةُ [el-bedânet] (bâ’ların fethiyle) Tenû-mend olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَدُنَتِ الْمَرْأَةُ وَبَدَنَتْ بَدْنًا وَبَدَانًا وَبَدَانَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالْأَوَّلِ إِذَا كَانَتْ بَادِنَةً
اَلْبَدَانَةُ [el-bedânet] (bâ’nın fethi ve dâl’ın tahfîfiyle) Kezâlik davar semirmek ve eti sık olmak; tekûlu: بَدُنَ يَبْدُنُ بَدَانَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı