اَلْبَرَهْرَهَةُ [el-berehrehet] (سَفَرْجَلَةٌ [sefercelet] vezninde) Bedeni semen gibi ak olan tâze hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ بَرَهْرَهَةٌ أَيْ بَيْضَاءُ شَابَّةٌ Ve be-gâyet ter ve nâzük-beden mahbûbeye yâhûd terlikten ve nerm ü nezâketten bedeni pâlûze gibi titrer olanına denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ بَرَهْرَهَةٌ أَيْ نَاعِمَةٌ أَوِ الَّتِي تُرْعَدُ رُطُوبَةً Ve kâle’ş-şârih ve fî hadîsi’l-mebʹas: “فَشَقَّ عَنْ قَلْبِهِ وَجِيءَ بِطَسْتٍ رَهْرَهَةٍ” فَالْمُرَادُ بِالرَّهْرَهَةِ الطَّسْتُ الْوَاسِعُ قَريِبُ الْقَعْرِ Yaʹnî bunda baʹzılar بِرَهْرَهَةٍ lafzının bâ΄ harfini kelimeden zann eylemeleriyle iştibâh ettiler, o ise kelimeden değildir.
اَلْبَرَهْرَهَةُ [el-berehrehet] (bâ’nın ve râ’ların fethi ile) Şol ʹavrettir ki rutûbet-i bedeni ve şahm ve lahmı gâlib olduğundan bedeni hareket kıla, pes bu فَعَلْعَلَةٌ [feʹalʹalet] vezni olup bunda ʹayn ve lâm mükerrer olmuş olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı