اَلتَّشَافُّ [et-teşâff] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) Bu dahi meşrûbun mecmûʹunu içmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَشَافَّ مَا فِي الْإِنَاءِ إِذَا شَرِبَهُ كُلَّهُ ve tekûlu: تَشَافَفْتُهُ أَيْ ذَهَبْتُ بِشَفِّهِ أَيْ فَضْلِهِ
اَلتَّشَافُّ [et-teşâff] (tâ’nın fethi ve fâ’nın teşdîdiyle) Kâsede olan suyu cümle için aslâ nesne bâkî komamaktır; tekûlu: تَشَافَفْتُ مَا فِي الْإِنَاءِ إِذَا شَرِبْتَهُ كُلَّهُ وَلَمْ تُسْئِرْ Yaʹnî bâkî nesne komasan. Ve تَشَافٌّ [teşâff] gâh olur bâkî kalan suya da ıtlâk olunur, ke-mâ kîle fi’l-meseli: “لَيْسَ الرِّيُّ عَنِ التَّشَافِّ” Yaʹnî kâsede bâkî kalan curʹa ile teşneye şifâ gelmez, sâ΄ir umûrun istiksâsında dahi hâl böyledir, bakiyyesinde hayr olmaz.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı