اَلتَّعَقُّلُ [et-teʹaḵḵul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bir ayağı büküp omaca kemiği gelen yerin üzerine komak maʹnâsınadır; yukâlu: تَعَقَّلَ الرَّجُلُ إِذَا ثَنَاهَا فَوَضَعَهَا عَلَى الْمَوْرِكِ Ve bir kimseyi deveye irkâb eden adam iki ellerinin parmaklarını birbirine geçirip merdiven gibi durup tutmak maʹnâsınadır ki Kaʹbe yolunda ʹakkâmlar öylece irkâb ederler; yukâlu: تَعَقَّلَ لَهُ بِكَفَّيْهِ إِذَا شَبَّكَ بَيْنَ أَصَابِعِهِمَا لِيَرْكَبَ الْجَمَلَ وَاقِفًا
اَلتَّعَقُّلُ [et-teʹaḵḵul] (fethateynle ve ḵâf’ın zammı ve teşdîdiyle) Bir nesneyi tekellüf ile bilmek; yukâlu: تَعَقَّلَ إِذَا تَكَلَّفَ الْعَقْلَ كَمَا يُقَالُ تَحَلَّمَ وَتَكَيَّسَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı