اَلتَّعْلِيَةُ [et-taʹliyet] (تَفْعِلَةٌ [tefʹilet] vezninde) Bu dahi bir nesnenin yukarısına çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَّاهُ إِذَا صَعِدَهُ Ve bir nesneyi yükseltmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَّاهُ إِذَا جَعَلَهُ عَالِيًا Ve عَنْ harfiyle bir nesneyi yukarıdan indirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَّى الْمَتَاعَ عَنِ الدَّابَّةِ إِذَا نَزَّلَهُ Ve mektûba ser-nâme yazmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَّى الْكِتَابَ إِذَا عَنْوَنَهُ كَمَا يُقَالُ عَلْوَنَهُ عَلْوَنَةً وَعُلْوَانًا
اَلتَّعْلِيَةُ [et-taʹliyet] (ʹalâ-vezni اَلتَّرْبِيَة [et-terbiyet]) Bir nesneyi kaldırıp yerine komak; tekûlu: عَلَّيْتُ الْحَبْلَ تَعْلِيَةً إِذَا رَفَعْتَهُ إِلَى مَوْضِعِهِ مِنَ الْبَكَرَةِ وَالرِّشَاءِ Ve رِشَاءٌ [rişâ΄] râ’nın kesriyle kuyu ipine derler, pes Cevherî’nin ʹibâretinde مِنَ الْبَكَرَةِ mevziʹi beyân ve رِشَاءٌ [rişâ΄] zamîri beyân olur. Ve mecmûʹ mevziʹi beyân olmak ihtimâli dahi vardır, egerçi مِنَ الْبَكَرَةِ kifâyet ederdi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı