اَلتَّفَلْفُلُ [et-tefelful] (تَزَلْزُلٌ [tezelzul] vezninde) Adımları sık sık atarak salını salını yürümek manâsınadır; yukâlu: تَفَلْفَلَ الرَّجُلُ إِذَا قَارَبَ بَيْنَ الْخُطَا وَتَبَخْتَرَ Ve ağza misvâk tutunmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَفَلْفَلَ الرَّجُلُ إِذَا شَاصَ فَاهُ بِالسِّوَاكِ Ve memenin başları kararmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَفَلْفَلَ قَادِمَتَا الضَّرْعِ إِذَا اسْوَدَّتْ حَلَمَتَاهَا
اَلتَّفَلْفُلُ [et-tefelful] (ʹalâ-vezni اَلتَّزَلْزُل [et-tezelzul]) Meme başları kararmak; yukâlu: تَفَلْفَلَ قَادِمَتَا الضَّرْعِ إِذَا اسْوَدَّتْ حَلَمَتَاهَا Ve قَادِمَتَانِ [ḵâdimetân] deve memesinin iki ileride duran başlarına derler, حَلَمَتَانِ مُقَدِّمَتَانِ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı