اَلنَّحْنَحَةُ [en-naḩneḩat] (زَلْزَلَةٌ [zelzelet] vezninde) ve
اَلتَّنَحْنُحُ [et-tenaḩnuḩ] (تَزَلْزُلٌ [tezelzul] vezninde) Bunlar da نَحِيحٌ [naḩîḩ] mâʹnâsınadır, lâkin bunlar mükerrer olmakla ıh ıh diye boğazı mükerreren hırıldatıp seslendirmek olur; yukâlu: نَحْنَحَ الرَّجُلُ وَتَنَحْنَحَ بِمَعْنَى نَحَّ Zemaḣşerî öksürmekle tefsîr eylemiştir, gûyâ ki maʹnâ-yı lâzımıdır. Ve fukahâ΄ bilâ-ʹözrin تَنَحْنُحٌ [tenaḩnuḩ]u müfsidât-ı salâttan ʹadd eylemişlerdir. Bunları Vanḵulu karın gürüldemekle terceme eylemesi agrebdir. Ve
نَحْنَحَةٌ [naḩneḩat] Bir adamı vech-i kabîhle redd eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: نَحْنَحَ السَّائِلَ إِذَا رَدَّهُ رَدًّا قَبِيحًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı