et-tenezzuh ~ اَلتَّنَزُّهُ

Kamus-ı Muhit - التنزه maddesi

اَلتَّنَزُّهُ [et-tenezzuh] (zâ-yı muʹceme ile تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Iraklaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَزَّهَ عَنْهُ إِذَا تَبَاعَدَ Ve halkın تَنَزُّهٌ [tenezzuh] kelimesini bâg ve bâgçe ve besâtîne teferrüc için çıkmak maʹnâsında istiʹmâl eylemeleri galat-ı kabîhtir. Şârih der ki bu kavlde mü΄ellif İbnu’s-Sikkît’e tâbiʹ olmuştur, lâkin خَرَجْنَا نَتَنَزَّهُ ʹibâreti kasâvet-i şehrden tebâʹud için bâg ve sebze-zâra çıktık demekle taʹbîr-i merkûm galattan sâlimdir.

Vankulu Lugatı - التنزه maddesi

اَلتَّنَزُّهُ [et-tenezzuh] (fethateynle ve zâ’nın zammı ve teşdîdiyle) Yaramaz nesneden ırak olmak; yukâlu: خَرَجْنَا نَتَنَزَّهُ فِي الرِّيَاضِ أَيْ نَتَبَاعَدُ عَنِ السُّوءِ بِالدُّخُولِ فِيهَا Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: Halkın bir kelimeyi gayr-i mahalline vazʹ etmeleri kabîlindendir onların خَرَجْنَا نَتَنَزَّهُ dedikleri ki bunu bâg seyrine çıktıklarında derler hâlâ ki تَنَزُّهٌ [tenezzuh] otlu ve sulu olan yerlerden ırak düşmeğe derler dedi. Lâkin maksûd kavm gam ve elemden ırak olmağa nazaran olur, nitekim, el-ʹân fî kavlinâ: نَتَبَاعَدُ عَنِ السُّوءِ بِالدُّخُولِ فِيهَا mürûr etti; ve minhu yukâlu: فُلَانٌ يَتَنَزَّهُ عَنِ الْأَقْذَارِ Yaʹnî “Necâsetten perhîz eder.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı