اَلتَّنْدِيَةُ [et-tendiyet] (تَفْعِلَةٌ [tefʹilet] vezninde) Develeri ekşi otlaktan tatlı otlağa çıkarmak maʹnâsınadır; tekûlu: نَدَّيْتُ الْإِبِلَ إِذَا أَخْرَجْتَهَا مِنَ الْحَمْضِ إِلَى الْخُلَّةِ Ve ʹinde’l-baʹz develeri suya götürüp bir mikdâr içtikten sonra biraz otarıp baʹdehu yine suya götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَّى الْإِبِلَ إِذَا أَوْرَدَهَا فَشَرِبَ قَلِيلًا ثُمَّ رَعَاهَا قَلِيلًا ثُمَّ رَدَّهَا إِلَى الْمَاءِ Ve bir nesneyi nem-nâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَدَّيْتُ الشَّيْءَ إِذَا بَلَّلْتَهُ
اَلتَّنْدِيَةُ [et-tendiyet] (ʹalâ-vezni اَلتَّرْبِيَة [et-terbiyet]) Bi-maʹnâhu; tekûlu: أَنْدَيْتُ الْإِبِلَ وَنَدَّيْتُهَا تَنْدِيَةً Ve
إِنْدَاءٌ [indâ΄] ve
تَنْدِيَةٌ [tendiyet] Bir nesneyi nem-nâk etmeğe dahi derler; yukâlu: أَنْدَيْتُهُ أَنَا وَنَدَّيْتُهُ تَنْدِيَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı