اَلْجَذْوُ [el-cežv] (cîm’in fethi ve žâl-ı muʹcemenin sükûnuyla) ve
اَلْجُذُوُّ [el-cužuvv] (سُمُوٌّ [sumuvv] vezninde) Ayak üzere sâbit olup durmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَذَا الرَّجُلُ يَجْذُو جَذْوًا وَجُذُوًّا إِذَا ثَبَتَ قَائِمًا Ve diz çöküp oturmak, ʹalâ-kavlin ayak parmaklarının uçları üzere basıp durmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَذَا الرَّجُلُ إِذَا جَثَا أَوْ قَامَ عَلَى أَطْرَافِ أَصَابِعِهِ Ve davara kene ve sakırga yapışıp kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَذَا الْقُرَادُ فِي جَنْبِ الْبَعِيرِ إِذَا لَصِقَ بِهِ وَلَزِمَهُ Ve hörgüç pek yağlı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَذَا السَّنَامُ إِذَا حَمَلَ الشَّحْمَ
اَلْجَذْوُ [el-cežv] (cîm’in fethi ve žâl’ın sükûnuyla) Ayak üzerinde sâbit olup durmak. Ve
جَذْوٌ [cežv] Bir nesnenin üzerine sâbit olmağa derler; yukâlu: جَذَى عَلَى شَيْءٍ إِذَا ثَبَتَ عَلَيْهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı