اَلْحَرْصُ [el-ḩarṡ] (قَرْصٌ [ḵarṡ] vezninde) Yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَرَصَ الشَّيْءَ حَرْصًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا شَقَّهُ Ve otlağın otlarından aslâ bir nesne terk olunmamak üzere mecmûʹu otlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: حُرِصَ الْمَرْعَى عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا لَمْ يُتْرَكْ مِنْهُ شَيْءٌ Ve bir nesnenin kabuğunu soymak maʹnâsınadır; yukâlu: حَرَصَ الشَّيْءَ إِذَا قَشَرَهُ
اَلْحِرْصُ [el-ḩirṡ] (ḩâ’nın kesriyle) جَشَعٌ [ceşaʹ] maʹnâsınadır ki bir nesneyi ragbet-i mezmûme vechi üzere ve lüzûmundan ziyâde şiddetle taleb ve ârzû kılmak maʹnâsınadır. Ve bu ismdir; yukâlu: اَلْحِرْصُ شُومٌ Ve masdar olur; yukâlu: حَرَصَ عَلَى الشَّيْءِ وَحَرِصَ حِرْصًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا جَشَعَ
اَلْحَرْصُ [el-ḩarṡ] (ḩâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Yarmak. Ve
حَرْصٌ [ḩarṡ] Kassâr bezi döverken yırtmak; yukâlu: حَرَصَ الْقَصَّارُ الثَّوْبَ يَحْرِصُهُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَرَقَهُ بِالدَّقِّ
اَلْحِرْصُ [el-ḩirṡ] (ḩâ’nın kesri ve râ’nın sükûnuyla) Bir nesneye harîs olmak; yukâlu: حَرَصَ عَلَى الشَّيْءِ يَحْرِصُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı