اَلْحَرُورِيَّةُ [el-ḩarûriyyet] (ḩâ’nın fethiyle) ve
اَلْحَرُورَةُ [el-ḩurûret] (ḩâ’nın zammıyla) ve
اَلْحِرَارُ [el-ḩirâr] (ḩâ’nın kesriyle) ve
اَلْحُرِّيَّةُ [el-ḩurriyyet] (ḩâ’nın zammıyla) Masdarlardır, bir adam hür olmak yaʹnî kişi-zâde ve âzâde olmak maʹnâsına; yukâlu: رَجُلٌ حُرٌّ أَيْ بَيِّنُ الْحَرُورِيَّةِ وَالْحُرُورَةِ وَالْحِرَارِ وَالْحُرِّيَّةِ
اَلْحَرُورَةُ [el-ḩârûret] (ḩâ’nın fethi ve râ’nın zammıyla) Harâret maʹnâsına; yukâlu: إِنِّي لَأَجِدُ لِهَذَا الطَّعَامِ حَرُورَةً فِي فَمِي أَيْ حَرَارَةً وَلَذْعًا ve لَذْعٌ [ležʹ] žâl-ı muʹceme ve ʹayn-ı mühmele ile yakmak maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı