اَلْخَرُوجُ [el-ḣarûc] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol ata ıtlâk olunur ki boynu uzun olmakla dâ΄imâ boynunu kuvvetle gerip uzatarak dizgine sürmekle dizgini fersûde ve muzmahil eder olur. Bu takrîble dâ΄imâ dizginden hurûcu bâʹis-i tesmiyedir. Ve
خَرُوجٌ [ḣarûc] Dâ΄imâ sâ΄ir develerden başkaca alarga mahalde çöküp yatar olan nâkaya ıtlâk olunur. Cemʹi خُرُجٌ [ḣuruc] gelir (zammeteynle) ve bu faʹûl bi-maʹnâ fâʹil olmakla tezkîri ve te΄nîsi müsâvîdir.
اَلْخُرُوجُ [el-ḣurûc] (دُخُولٌ [duḣûl] vezninde) ve
اَلْمَخْرَجُ [el-maḣrec] Mîm’in ve râ’nın fethiyle ki masdar-ı mîmîdir, bir mekândan taşra çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَرَجَ مِنْ مَوْضِعِهِ خُرُوجًا وَمَخْرَجًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا بَرَزَ مِنْهُ Ve مَخْرَجٌ [maḣrec] kelimesi ism-i mekân olur; yukâlu: خَرَجَ مَخْرَجًا لَطِيفًا
اَلْخُرُوجُ [el-ḣurûc ] (zammeteynle) Çıkmak.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı