اَلْخَفَرُ [el-ḣafer] (ḣâ’nın ve fâ’nın fethiyle) ve
اَلْخَفَارَةُ [el-ḣafâret] (سَفَارَةٌ [sefâret] vezninde) Pek utanmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَفِرَتِ الْجَارِيَةُ خَفَرًا وَخَفَارَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اسْتَحْيَتْ شِدَّةَ الْحَيَاءِ
اَلْخَفِرَةُ [el-ḣafiret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve
اَلْخَفِرُ [el-ḣafir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلْمِخْفَارُ [el-miḣfâr] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) Be-gâyet utancak olan hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ خَفِرَةٌ وَخَفِرٌ وَمِخْفَارٌ أَيْ شَدِيدَةُ الْحَيَاءِ Cemʹi خَفَائِرُ [ḣafâ΄ir] gelir.
اَلْخَفْرُ [el-ḣafr] (حَفْرٌ [ḩafr] vezninde) Bir adama yasakçılık eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَرَهُ وَخَفَرَ بِهِ وَخَفَرَ عَلَيْهِ خَفْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَجَارَهُ وَمَنَعَهُ وَآمَنَهُ Ve yasakçı yasak paha almak maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَرَ فُلاَنًا إِذَا أَخَذَ مِنْهُ جُعْلاً لِيُجِيرَهُ Ve
خَفْرٌ [ḣafr] ve
خُفُورٌ [ḣufûr] Münʹakid olan ʹahde vefâ eylemeyip nakz ve gadr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَرَ بِهِ خَفْرًا وَخُفُورًا إِذَا نَقَضَ عَهْدَهُ وَغَدَرَهُ
اَلْخَفَرُ [el-ḣafer] (fethateynle) Ziyâde utanmak, şiddet-i hayâ maʹnâsına; yukâlu: خَفِرَ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı