اَلذُّبَحَةُ [ež-žubeḩat] (žâl’ın zammıyla هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) ve
اَلذِّبَحَةُ [ež-žibeḩat] (عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde) ve
اَلذِّبْحَةُ [ež-žibḩat] (žâl’ın kesriyle كِسْرَةٌ [kisret] vezninde) ve
اَلذِّبَاحُ [ež-žibâḩ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve
اَلذُّبَاحُ [ež-žubâḩ] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde ki bu tekrârdır) Boğazda hâdis olur bir vecaʹ adıdır, ʹalâ-kavlin baʹzı esbâb ʹârızasıyla mâddesi kandır ki boğazda müctemiʹ olmakla boğaz şişip ʹalîli hunk ve ihlâk eder. Ve bu خُنَاقٌ [ḣunâḵ] envâʹından hunâk-ı kelbîdedikleridir.
اَلذُّبَحَةُ [ež-žubeḩat] (žâl’ın zammı ve bâ’nın fethiyle) Bir ağrıdır ki boğaza ʹârız olur; yukâlu: أَخَذَتْهُ الذُّبَحَةُ Ebû Zeyd’den böyle nakl olundu, ammâ ʹâmme ذُبْحَةٌ [žubḩat] dediğinin teskîn-i bâ’yla aslı maʹlûm değildir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı