اَلشَّرْحُ [eş-şerḩ] (جَرْحٌ [cerḩ] vezninde) Müşkil ve mübhem ve mahfî makûlesini keşf ve izhâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَحَ الْغَامِضَ شَرْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا كَشَفَهُ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَحَ اللَّحْمَ إِذَا قَطَعَهُ Ve açmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَحَ الْبَابَ إِذَا فَتَحَهُ Ve fehm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَحَ الْكَلاَمَ إِذَا فَهِمَهُ Ve bikr kızın bekâretini izâle eylemek yâhûd hatunu arkası üzere yatırıp cimâʹ eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: شَرَحَ الْبِكْرَ إِذَا افْتَضَّهَا أَوْ جَامَعَ الْمَرْأَةَ مُسْتَلْقِيَةً Ve bir şey΄i bolaltmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: شَرَحَ الشَّيْءَ إِذَا وَسَّعَهُ
اَلشَّرْحُ [eş-şerḩ] (şîn’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi keşf etmek; tekûlu: شَرَحْتُ الْغَامِضَ إِذَا فَسَّرْتَهُ Ve غَامِضٌ [ġâmiḋ] ġayn-ı muʹceme ve ḋâd-ı muʹceme ile müşkil demek olur. Ve
شَرْحٌ [şerḩ] Kalbi açıp pâk etmeğe de derler; yukâlu: شَرَحَ اللهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı