el-ʹaḵâm ~ اَلْعَقَامُ

Kamus-ı Muhit - العقام maddesi

اَلْعَقَامُ [el-ʹaḵâm] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Bu dahi veledi olmayan kişiye denir. Ve عَقِيمٌ [ʹaḵîm] gibi harb ve kıtâle vasf olur, ke-mâ se-yuzkeru. Ve bed-hûy adama vasf olur; yukâlu: رَجُلٌ عَقَامٌ أَيْ سَيِّءُ الْخُلُقِ Ve bir vechle ber΄ ve ifâkat bulmayan derd ve ʹillete vasf olur ve bunda ʹayn’ın zammı efsahtır; yukâlu: دَاءٌ عَقَامٌ وَعُقَامٌ إِذَا كَانَ لَا يَبْرَأُ Ve genç olup yavuz ve şedîd olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ عَقَامٌ أَيْ بَازِلٌ شَدِيدَةٌ

اَلْعُقَامُ [el-ʹuḵâm] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) عَقِيمٌ [ʹaḵîm] ve عَقَامٌ [ʹuḵâm] gibi pek tünd ve şedîd olan harb ve kıtâle vasf olur ki istîsâl-i ʹasker eder; yukâlu: حَرْبٌ عَقِيمٌ وَعَقَامٌ وَعُقَامٌ أَيْ شَدِيدَةٌ Ve şiddet ve mihnetli güne vasf olur; yukâlu: يَوْمٌ عُقَامٌ أَيْ شَدِيدٌ Ve

عُقَامٌ [ʹuḵâm] Bir cins balık adıdır. Ve bir nevʹ deniz yılanına denir ki أَسْوَدُ [esved] ıtlâk olunan kara yılanı gâh u bî-gâh denizin kıyısına varıp safîr eyledikte عُقَامٌ [ʹuḵâm] denizden taşra çıkıp bir zamân birbirine sarmaşıp koçuştuktan sonra ayrılıp her biri yerlerine giderler.

Vankulu Lugatı - العقام maddesi

اَلْعَقَامُ [el-ʹaḵâm] (ʹayn’ın fethi ve ḵâf’ın tahfîfiyle) Veled getirmeyen kimse, عَقِيمٌ [ʹaḵîm maʹnâsına. Ve harb-i şedîde dahi derler. Ve bed-hû olan kimseye de derler, seyyi΄ü’l-huluk maʹnâsına. Ve

عَقَامٌ [ʹaḵâm] Kezâlik şol maraza derler ki sıhhate kâbil olmaya. Ve kıyâs ʹayn mazmûm olmaktır lâkin mesmûʹ olan fethtir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı