اَلْعُقْمِيُّ [el-ʹuḵmiyy] (كُرْدِيٌّ [kurdiyy] vezninde) Şeref ve kerem ve hasebi kadîm olan kişi-zâdeye denir; yukâlu: هُوَ عُقْمِيٌّ أَيْ قَدِيمُ الشَّرَفِ وَالْكَرَمِ Ve garîb ve gâmiz ve istihrâcı güç kelâma denir; bunda kesr ile de lügattir; yukâlu: كَلَامٌ عُقْمِيٌّ أَيْ غَرِيبٌ غَامِضٌ
اَلْعُقْمِيُّ [el-ʹuḵmiyy] Şol kimsedir ki onun veledi olmaya; yukâlu: رَجُلٌ عَقِيمٌ أَيْ لَا يُولَدُ لَهُ وَالْمَلِكُ عَقِيمٌ لِأَنَّ الرَّجُلَ قَدْ يَقْتُلُ ابْنَهُ إِذَا خَافَهُ عَلَى الْمُلْكِ Ve
رِيحٌ عَقِيمٌ [rîḩun ʹaḵîm] Şol yele derler ki eşcâra nâfiʹ olmayıp bulutlar peydâ kılmaya. Ve
يَوْمٌ عَقِيمٌ [yevmun ʹaḵîm] diye yevm-i kıyâmete derler, ondan sonra âhar gün gelmediği için.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı