اَلْعَيْجُ [el-ʹayc] (ʹayn’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kayırmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَا أَعِيجُ بِهِ عَيْجًا أَيْ مَا أَعْبَأُ Ve râzî ve hoşnûd olmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَا عِجْتُ بِهِ أَيْ لَمْ أَرْضَ بِهِ Ve kanmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَا عِجْتُ بِالْمَاءِ أَيْ لَمْ أَرْوَ Ve müntefiʹ olmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَا عِجْتُ بِالدَّوَاءِ أَيْ لَمْ أَنْتَفِعْ
اَلْعَيْجُ [el-ʹayc] (ʹayn’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Bir nesneye iltifât etmek. İbnu’s-Sikkît, Ferrâ’dan böyle nakl etmiştir; yukâlu: مَا أَعِيجُ مِنْ كَلَامِهِ بِشَيْءٍ أَيْ مَا أَعْبَأُ بِهِ Ve Benû Esed مَا أَعُوجُ بِكَلَامِهِ derler; ey: مَا اَلْتَفِتُ إِلَيْهِ Gûyâ ki bunu عُجْتُ النَّاقَةَ ten ahz etmişlerdir, ʹatf ve rücûʹ maʹnâsına. İbnu’s-Sikkît eyitti: مَا عِجْتُ بِالشَّيْءِ derler ʹayn’ın kesriyle, لَمْ أَرْضَ بِهِ maʹnâsına. Ve suya kanmamak ve müntefiʹ olmamak maʹnâsına da gelir; yukâlu: شَرِبْتُ مَاءً مِلْحًا فَمَا عِجْتُ بِهِ أَيْ لَمْ أَرْوَ مِنْهُ ve تَنَاوَلْتُ دَوَاءً فَمَا عِجْتُ بِهِ أَيْ لَمْ أَنْتَفِعْ بِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı